selam

2 Aralık 2008 Salı

İlginç Rüyalar

Bir kaç gündür ağır ateşli yorgan döşek yatıyorum. Bademciklerimde şişti kendi tükürüğümü yutmak dert oldu. Uyku uyumakda bi o kadar zor. Sürekli yatak içersinde olup uyuyamamak, yatağın insana batması, vs vs..Bu tempoya dayanamayan vucut kısa aralılı dalmaya,uyumaya, kendinden geçmeye (ehü ehü tam emin değilim haribden uyudummu bayıldım mı ) maruz kalıyor.
Pek cok rüya gördüm. öyle yada böyle hatırlıyorsunuz kısa bir dönem için.. O dönem bir miktar uzar ize; rüyadan eser kalmıyor. Taa ki tekrar görene kadar. İlginç olan unuttum sandığın bir rüyanın tekrar karşınıza başka bir şekilde çıkması. Bu devamı olan filmler gibi...

"Kız kardeşim ile bir konserdeyiz açık hava konserlerinden birisi ancak kale gibi bir yerde veriliyor kalenin surları vs de kullanılıyor. biz kuleleren birisne çıkmak için merdivenleri tırmanıyoruz ara bölmelerden birisinde duruyoruz konser alanına hakim ve oldukca yükse halimizden memnunuz. Birisi elimi tutuyor. Tutan kişiye bakıyorum. Kırmızı beyzbol sapkası giymiş, kıvırcık saçlı 18 20 arası bir genç. Elimi tutuyor ama bana bakmıyor. Belimize kadar yükseltisi olan korkuluk görevi gören taş bloğa tek bir hamlede sıçrıyor ve aşağı atlar iken ikinci adımında bir anlık bana bakıp gülümsüyor. Atlarken huzur ve sevinç yüzünden anlaşılıyor. Müziğin ritmi ve hareklerin yavaşlaması ayrı bir güzellik katıyor. Eli hale elimde, 'tutmalıyım..' dediğim sırada o çoktan elimi bırakmış oluyor. Düşüşünü göremiyorum ellerimin boş kalması, refleklerimin yavaşlığı, hüzün ve derin bir pişmanlık ile nefes alarak uyanıyorum"


"Çok sevdiğim arkadaşlar ile bir bahçesi alan bir evde beraber kalıyoruz. Eğlence şamata vs..Dışarda auroralar benzer ışık oyunları dikkatimi çekiyor. Bahçeye çıkıoyrum. Dışarda eğlenen gençler ve bu ışık gösterisini izleyenler var. O kadar büyük ki yakından izlemek anlamsız sadece ışıkların kırılımı ve değişimi hoş.. Grubun içersinden birisi daha ilerden izlersen tam olarak ne olduğun anlarsın diyor.
o anda konser alanında kuledeyim yanımda kız kardeşim (burayı daha önce hatırlıyorum gelene kadar hatırlamıyordum ama dün gece görmüştüm bu rüyayı)ilginç film gösterimi gibi gelmiyordu. Fazla düşünmüyorum üzerinde zatii vakitde yok sadece wow dediğimi biliyorum. o anda tekrar elimden tutuyor aynı cocuk, aynı şapka, aynı atlayış ve aynı hüzün.. tekrar derin bir nefes ile uyanıyorum..

"Mutlak yazmam lazım unutucam hepsini diye düşündüğüm anda bir gölge beni yatağa zımbalıyor.. Gölgenin kafası hemen yan tarafımda ,boynumun hemen altında ve bir vampir edası ile ısırmış kanımı emiyor. Beni hareketsiz kılan şey onun ısırması. Boynumu çevirmem lazım yüzleştiğim an yok olcağını biliyorum. Cok vakit kaybettim ancak Herşey aklımdan yok olmadan kurtuldum gölgeden."

Sonuçta bu yazı çıktı :P

10 Eylül 2008 Çarşamba

ihmal

Hayatımdaki bir çok şeyi ihaml ediyorum. Buna bu blogda dahil oluyor. Yazacak birşey bulamıyorum bulduğum zamanlar ise yazmıyorum. Hep bir sonrası var, bir sonraki gün, bir sonraki hafta derken geriye bakıyorsun aylar geçmiş.
Aynı şey arkadaşlarım içinde geçerli; uzun bir zamandır aramadığım, sormadığım arkadaşlarımı düşünüyorum ve kendi kendime "yarın hepinizi arıyacam diyorum" "en azından telefon tuşlarını çevirmek bu kadar zor olmamalı". Ancak bu kararı verdikden sonraki bir kaç ay içersinde tek bir tuşa bile dokunmamışım. Bir yerden başlamak lazım. Sabahın ilk saatleri, güneş daha doğmadı bile ve ben gene kendi kendime tutmayacağım bir sözü vermekteyim. Bu sefer yazılı olarak tescillendirdim. Kücük bir fark olmuştur. Belki yarın gerçekten hepiniz ararım ve farklı bir güne başlarım...

30 Mayıs 2008 Cuma

Fullmetal Alchemist

Hiromu Arakawa tarafından yaratılan mangadır.
Hem manganın hem de animenin Japonya ve Kuzey Amerika’da çok büyük bir hayran kitlesi oluşmuştur. Eylül 2005’te, TV Asaşi’nin internet anketinde tüm zamanların en iyi animesi seçilmiştir. 2006’da yapılan ankette de tekrar 1 numara seçilmiştir. 2005’te Anime Insider tarafından "Yılın Animesi" seçilmiştir
51 bölüm ve bir devam filmi ile tamamlanmıştır.

27 Mayıs 2008 Salı

Offf puuff

Yazdıklarımı beğenmedim sildim ... Ne sıkıcı hava...

23 Mayıs 2008 Cuma

Uç uçabilirsen...


25 Mayıs Pazar günü saat 12:00' da Caddebostan Sahilde I.Red Bull Flugtag yapılacakmış, beleş bi organizasyon pazar günü işiniz yok ise bakın eğlenin derim...








Bağdat caddesinden ulaşım imkansız trafik durma noktasında...inmek zorundayız. Yaya olarak devam etmek daha mantıklı. Suadiye otelinin ordan, caddebostan migrosa kadar yürüdük. Cıvıl cıvıl karnaval misali, güneşli bir yaz günü, yediden yetmişe her kez dışarda. Çok güzel hazırlanmış ve reklamı yapılmış ara biryerde sunucu 85 bin kişi varmış dedi. ( o da valiliğin yalancısıymış.) Ben inandım adım atacak yer yoktu. Tüm çevre kafeler doluydu. iki dev ekran kurulmuştu.

Kitledeki çeşitliği dikkat edin :P

En fazla mesafeyi kat eden modellerden bir tanesi yukarıdaki modeldi.


Harika bir atlayış rampası hazırlanmış....

Ayakta olmayı ve güneşi pek önemsemiyorsanız, organizasyonu izlemek ve dinlemek için extra bir çabaya gerek duyulmuyordu. Ses ve görüntü sistemi harikaydı. 2.sini şimdiden heycan ile bekliyorum.

21 Mayıs 2008 Çarşamba

2008 Eurovision Şarkı Yarışması



ilk 10 finalist ülke belli oldu. Çoğu dandik şarkıdan oluşan listede göze batan Finlandiya ve Ermenistan.

Yunanistan Kalomira - Secret Combination
Romanya Nico & Vlad - Pe-o Margine De Lume
Bosna Hersek Laka - Pokušaj
Finlandiya Teräsbetoni - Missä Miehet Ratsastaa
Rusya Dima Bilan - Believe
İsrail Boaz - The Fire In Your Eyes
Azerbaycan Elnur & Samir - Day After Day
Ermenistan Sirusho - Qele Qele
Polonya Isis Gee - For Life
Norveç Maria - Hold On Be Strong

Bir de Eurovision'da daha eşit ülkeler var. Bu ülkeler parayı verir, kurucu olur ve daim üye olarak katılırlar. Bu ülkelerin şarkılarıda berbat dinlemeye gerek yok açıkcası...
İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya
Ve son birinci Sırbistan

Perşembe gecesi bizimde dahil olduğumuz bir grup daha elemeye tabii kalarak, son 10 ülke belirlenecek. Bu kadar dandik şarkı içersinde birinci olmamız içtenbile değil...
2. yarı final sonucu finale kalan ülkeler de belli oldu. Malta'nın (Morena - Vodka) hakkı yendi. Ukrayna ve Türkiye hak etti . Diğerleri olsada olur, olmasada da...
2. Hırvatistan
3. Arnavutluk
4. İzlanda
5. Gürcistan
6. Danimarka
7. İsveç
8. Letonya
10. Portekiz

Cumartesi akşamı final var. Bursada da zakkum konseri... Neyse artık Ankara konserine gideriz...
Bahis şirketleri Rusya'yı birinci eylemişler.. Pıs diyorum...
Pıs mıs dedik ama adamlar bildi valla. Rusya birinci oldu. Zerre kadar sevmedim şarkıyı. Ukrayna hakklı ile 2. oldu. Yunanistan 3. Bizde 7. olduk...Tüm sonuçlar ve gerksiz birçok ayrıntı için tıkla

Cover

Zor iştir, bir çeşit ahkam kesmektir, ince bir iştir. Sanatçı hem yeni bir yorum katmak, hem de orjinal şarkıdaki karekteristik özellikleri korumak durumundadır. Orjinal hali ile cover arasındaki fark cover yapanın kabiliyeti kadardır. Mutlaka kendisine özgü, orjinalinden farklı birşeyler katmak zorundadır. Katmaz ise karaokeden öteye gidemez.

Gece yolcularının “değer mi hiç” adlı şarkısını dinliyorum. Şarkıda gitar ve davul ile belli bi fark yakalanmış ancak söyleyiş tarzı ve molodi aynı sıkıcılıkta gidiyor. Ramiz gelene kadar şarkı sıradan; fark Ramiz ile başlıyor ve ritmin değiştiğini hissediyorsunuz. Sözlerde farklılaşıyor ve nihayetinde waw güzel olmuş diyeceğiniz fark geliyor. Burdaki alkış kime gidecek bilemiyorum Ramize mi? Gece yolcularına mı? Sonuçta çıkan şarkı harika bi cover...

Gece Yolcuları - Değer mi hiç?

Bazı coverlar o kadar güzeldir ki orjinalinden mi, yoksa cover yapandan mı dinleyeceğinizi şaşırsınız. Aklıma gelen bir kaç tanesi....

sex pistols- Anarchy in uk
Megadeth - Anarchy In The U.K Cover

Eurythmics-Sweet Dreams
Marilyn Manson -Sweet Dreams

Anti Nowhere League - So What
Metallica - So What

Chris Isaack - Wicked Game
Him-Wicked Game

Bob Dylan-Knocking On Heaven's Door
Guns N Roses - Knocking On Heaven's Door

Birde nice gurplar tarafından coverı yapılmış ancak orjinaline yaklaşılamayan şarkılar vardır.

Rolling stones - Paint It Black
The Doors - Light My Fire
The Cure-Boys Dont Cry

20 Mayıs 2008 Salı

Sigara Süründürür

Sigara izmaritini yere atmak: 20 YTL

Yasak yerde sigara içmek: 50 YTL

Sigara içilmesine izin vermek: 500-5 bin YTL arası

Sigara reklamı-tanıtımı: 50 bin-250 bin YTL arası

Televizyonda sigara görüntüsü: bin -100 bin YTL arası

18 yaşın altındakilere sigara satışı: 6 ay-1 yıl arası hapis


Yuh yanii.. Millet çekirdek çitlesin kabuklarını heryere atsın, petşişeden su içip oraya buraya sallasın sorun yok. Sıgara içen birisi olarak bu uygulamayı kınıyorum. Bomba konulcak diye çöp tenekesi koymayan belediye umumi yerlere küllük mü koyacak? izmarit cepte taşınan birşey değil ki, bokunu çıkarmışlar.

Sigara izmariti ve kibrit: sigara izmariti toprağa düşerse 3-4 ayda,toprakta değilse 1-2 yılda yok oluyor

Alüminyum kutu:Bira ve kola gibi içeceklerin alüminyum kutularının doğada yok olması ise 6 ay sürüyor.

Pet ve Cam Şişe: Pet şişe 100 yılda eriyor,Cam şişenin yok olması için 4 bin yıl gerekiyor.

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Afyon kalesi tırmanış

Afyon Kalesi, Arzava ülkesine sefer düzenleyen Hitit İmparatoru II.Murşil tarafından MÖ.1350 yılında, askerlerinin kışı geçirmeleri amacıyla 226 m. yüksekliğindeki trakit bir kaya kütlesi üzerinde yapıldığı sanılmaktadır

Şehre girdiğimizden beri heybeti ile büyüleyen kale değil, volkanik kökenli tepenin ta kendisi. Tepeyi görecek şekilde otel odamızda hazır geriyi birtek bizim gayretimiz kalıyor. Uzaktan bile korkutucu, bi okadar da tahrikedici.
Akşamdan kalma ve üsütmüş olmasam herşey daha kolay olacak. Saat 13:00 oldu hala yataktayım. Afyondaki son günümüz ve bi karara varmak lazım. “Off puff yat işte” ,“yaw! İstanbul’da zatii yatarsın kalk artık” , “ duş alır kendime gelirim” “zatii hastasın birde duş mu alcaksın yat biraz kendine gel” ohaaa saat 14:00 “kalk artık” “off ne zor” “pikacu ne durumda acaba, o da yatıyor hala” kendi kendime verdiğim binbir telkin sayesinde tırmanışa geçmeye karar verdim. Pikacu pek isteki değil. Oldum olası yürümeyi sevmez, birde tırmanma işi çıkardım. Hasta halime bakıp utandı. Mız mız yapmadı.
Kaleye çıkacağımız merdivenlerin önüme kadar taksi ile geldik. Taksici “çevrede su bulamassınız buralardan alın” diye bizi uyardı. 4 küçük petşişemiz merdivenlerin başındayız. İlk basamakdan itibaren çevre yöre sakini çocuklar bize su satmaya çalışıyor. Keşke almasaydık hem çocuklar para kazanırdı hem de taşımak zorunda kalmazdık. Kalenin tepesi dahil her bölümünde bu çocuklar var.
Merdivenleri çık çık bitmiyor. Merdivenlerde tek olcağımız düşünmüştük ancak panayır yeri gibi... Hal böyle olunca bir miktar rekabetde oluyor. Bir kaç dakika evvel sizi geçen grubu geçme hevesi ile molayı erken bırakıyorsunuz. Hasta olmasam geçemezlerdi :P
“Aaaa yuh artık 60'lık teyze tırmanıyor bizi geçecek” “sıgara işte vs vs” bir çok kişi bize fark attı. Sakın ola yerli çocuklar ile yarışmayın onlar pire gibiler bi varlar, bi yoklar. Pikacu zaman zaman bu kadar yeterli desede kaleyi görmeden inmeyecektik. Zarzor kalenin girişine geldik. Çevredeki tüm ağaçlar dilek ağacı olmuş, dilet taşı atabilceğiniz yerde var. Kale içersini daha düz hayal etmiştim. Kale surları insanların düşmesini engelleyici çit görevini görüyor. Manzara harika, yeni ve eski binalardan şehrin yayılım süreci açık birşekilde gözler önünde..

MÖ.VIII.-VII. Yüzyıllarda Frigler burasını kontrol altında tutmuşlar ve yöreyi hakimiyetlerine almışlardır. Ayrıca kalenin eteklerine de Akronio veya Akronium ismini verdikleri bir yerleşim yeri kurmuşlardır.Friglerden sonra Lydialılar, Persler, Pergamon Krallığı, Romalılar Bizanslıların eline geçmiştir.

Kız arkadaşı, ailesi, arkadaşı ile gelenler kale içersinde serpilmiş durumda . Yorgunluğun etkisi ile saalerce oturabilirsiniz. Geri dönüş gözümüzde büyüyor ama bir şekilde inmemizde şart. İnişte çıkış kadar zahmetli..2.30 saat süren bir serüven olmuş. Birdaha çıkar mıyım?. Hiç sanmıyorum.
Dile kolay 226 metre in çık.

Osmanlı döneminde Sultan II.Selim kaleyi onarmış ve en iyi afyonun bu çevrede yetişmesinden ötürü de kaleye Afyonkarahisar denilmiştir

Akşama kadar vakit geçirmeliyiz. Yemek yedik, şehirde dolanmanın anlamı yok, Otogara gitip otobüsümüzü bekliyoruz 3 4 saatimiz var. Vakit geçmek bilmiyor. Yorgunluk ve ateş beni bitirdi. Otobüs yolculuğu ise sorunsuz geçti sürekli uyuduk. Sabah 6:30 da Ataşehirdeydik

12 Mayıs 2008 Pazartesi

Zakkum Afyon konseri ve izlenimler

Öncelikle belirtmek isterim konser afişleri otogarın hemen önündeki tabelada ve şehrin çeşitli yerlerinde sıklıkla yer alıyordu. Afişlerde bilet alınabilcek yer olarak corner kafe ve konser yeri clup 272 olarak belirtiliyor fakat bu yerler ait hiçbir telefon numarsı veya adres yok. Ayrıca konser fiyatı hakkında da bilgi yoktu. Yeşil cami çevresinde corner kafeyi bulduk. Hırsızlıktan muzdarip olan kafe bekçi tutmuş bu sayede sabahın köründe biletimizi alabildik. Bilet 15 ytl.

Şehir merkezinde otelbulduk, yerleştik. Akşama Galatasaray maçı da vardı. Bir birahane bulup maçı izleriz sonrasında da konsere gideriz diye düşündük. Afyonda birahane bulmak imkansız.. Bu kadar genç nufus var ama içkili eğlence yeri yok.. çok ilginç geldi.. Sanayiciler odası lokaline gittik maçı izlemek, yemek ve içki içmek mümkündü. Fiyatlarıda çok uygundu. Lokal maç günü ve saati olmasını karşı kalabalık değildi. Üye olmamamıza rağmen girmekte sorun yaşamadık..

Clup 272e şehir merkezinden taksi ile gittik. 10 ytl ye ulaşılabiliyor. İlk izlenim burası rock bar olamaz istanbudaki pavyonlara benziyordu. Büyük afişler, adını, sanını duymadığım hatunlar neyse içeriye girdik bir avlu, avlunun bir tarafında dar merdivenle çıkılan rock bar. Bilet ile bir bira alınabiliyor ve tuborg bira 5 ytl gayet uygun bi fiyat. Bar iki katdan oluşuyor ilk katda sahne var. Sahne doğal olarak bir miktar yüksekte, sahne alcak vokalist dikkat etmek zoruda zira ikinci katın balkonuna kafasını çarpması içten bile değil. Hafif eğilerek headbang yapabilabilir. Geniş bir mekan kitle gene genç (bazıları abartılı genç sanırım 16 yaşından bile düşük olanlar var) ama bu kadar gencin olduğu bir şehirde Zakkum konserinin dolup taşması lazımdı. Orta yaştan birisini bulmak imkansız. Bardaki en dikkat çekici rock dinleyici benimdim bıyıklı, göbekli, pavyona gitmeyip yolunu şaşırmış diyorlardır.

Maç hevesine ilk çıkan grubu kaçırdık. Zakkum haricinde diğer grupların hiçbirisini tanımıyorum.
Deepses
Siyahkuşak
ELMİNO ? bulamadım web sitelerini :p
Zakkum
Sahnede bayan bir vokalist ve korkuç bir ses siztemi ile karşı karşıya kaldık. Kız kendinden çok emin ve madonna edası var. Enter sad man sanırım söylediği şarkı. Ancak ses sistemi gerçekten çok kötü, hiç birşey anlaşılmıyor. Bir iki şarkı daha ve grup sahneyi terk etti..

Bir sonrak grup geldi. Çocuklar diğer grubun durumunu görmüş olmalılar yarım saate yakın soundchek yaptılar. İyikide yapmışlar bi anda ses kalitesi değişti ve dinlenilebilir bi kıvama geldi.


Grubun solisti lostdaki sawyera benziyor. Genel anlamda yerli bildik şarkılar seslendiriyorlar ciddi olarak beğendim.


Ve sonunda Zakkum çıktı.


İlk açılışı Rndg ile yapıyorlar. Klasik mikrofona bağlanmış bir tüy. Kitle olabildiğince iyi. Zakkum’un sahne performansı harika. Ahtopotar, ah çikolata aaa birde romeo cover yapmışlar harikada olmuş.

Arada seyirciye sataşma vs var ama hiç bahsi geçtiği gibi saldırgan değiller. Daha ziyade kendileri ile uğraşıyorlar.. Yusuf, Eren'in kulağını yalarmış gibi yapıyor. Ancak yalama pek öyle yapılmaz neyse ilgi ve alaka çekilmiş bir kaç yerde gördüm yalıyordu falan denmiş. Rock kiltesi oldum olası tutucudur zatii.. Satanist ayini yapacak kadar hoş görülüdür ancak eşcinsellikle bağlantısı olabilcek herşeyi çevresinden uzak tutar. Yaşlada ilgili sanırım o yaşlarda bende farklı değildim. Biz kendi kafamıza göre eğleniyoruz. Kaçıncı bira belli, sıgaramızda bitti. Bardan alalım dedik. Bir camel pakete 20 ytl ödedik. Yuh biraları ucuz ama adamlar pavyon edasındalar. Siz siz olun 272 giderken yanınızda mutlaka yedek sıgara götürün. Konser bittiyor kafamız dumanlı bir an evvel otel gitmek istiyoruz. Servisde kaldırıyorlarmış , beklemek istemedik taksiye bindik.


Bu gözler bana ait ertesi gün, ilk uyanış hasta olmuşum...

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Avatar: Son Hava Bükücü

Şu anda Nickelodeon'da ve CNBC-e'de yayınlanmaktadır. Asya etkileri taşıyan dövüş sanatları ve elementel sihir etrafında dönen "Avatar", Aang ve arkadaşlarının dünyayı acımasız Ateş Ulusu'ndan kurtarmak için çıktıkları macerayı anlatır.

Avatar: Son Hava Bükücü", kurgu bir dünyada geçer. İnsan ırkına ev sahipliği yapan bu dünyada ayrıca fantastik hayvanlar ve doğaüstü ruhlar bulunur. İnsanlar 4 ulusa ayrılmıştır: Su Kabilesi, Toprak Krallığı, Hava Gezginleri, Ateş Ulusu. Her ulusta "Bükücü" adı verilen özel insanlar kendi elementlerini kontrol etme yeteneğine sahiptir. Bu bükme stilleri özel dövüş sanatları ile birleşir.
Her jenerasyonda, bir kişi 4 elementi de Bükme yeteneğine sahip olarak doğar. Bu kişi "Avatar"dır. Gezegenin ruhunun insan formu almış şeklidir. Avatar öldüğünde, mevsimlerin döngüsüne benzer bir şekilde (kış-su, bahar-toprak, yaz-ateş, güz-hava) bir sonraki ulusta yeniden doğar. Efsaneye göre Avatar kendi elementinden başlamak üzere, 4 gücü de kontrol etmeyi öğrenmek zorundadır.

Avatar Hâli
Avatar'ın kendi yeteneklerini ve bilgeliğini en üst seviyeye çıkaran özel bir savunma mekanizmasıdır: "Avatar Hâli".Bu hali hem en güçlü olduğu,hem de en zayıf olduğu halidir. Bu hâle geçtiğinde Avatar 4 gücü de kontrol eder ve dahası eski Avatarlarla da konuşma yeteneğine sahip olur. Bu hâle geçtiğinde Avatar'ın ağzı,gözleri ve dövmeleri parlamaya başlar. Bu olay Avatar Döngüsü'nün bir sembolüdür. Bir Avatar öldüğünde diğer ulusta yeniden doğar ancak "Avatar Hâli"nde öldüğünde döngü kırılır ve Avatar yok olur.
Tüm sezonları ingilizce izlemek için tıklayınız.
Bu site download imkanıda variyor.
İndirdiğimiz filmlere http://www.divxplanet.com/sub/m/11662/Avatar-The-Last-Airbender.html dan alt yazı bulabiliyoruz.

4 Mayıs 2008 Pazar

10 Mayıs ZAKKUM konseri AFYON

10 Mayıs 2008 Cumartesi günü ZAKKUM , SİYAH KUŞAK , DEEPSES ve ELMİNO grupları clup 272'de sahnede olacakmış. Fiyat yazılmamış büyük ihtimal giriş ücreti yok...

İstanbuldan gidiş planı; iç anadolu mavi treni 23:50 de Haydarpaşa'dan hareket ediyor ve saat 08:25 de Afyonkarahisar istasyonunda oluyor. Tren ücreti 19 ytl gibi birşey.
Otobüs ile 23:00 da kalkış ve sabah 5.00 da Afyonda olunabiliyor. Fiyatı ise 30 ytl.
Tren daha konforlu gözüküyor sigara içilmesi ve varış saati daha mantıklı.

Herhangi bir aksilik çıkmaz ise güzel bir gezi ve konser olacak...


Yapmadan Ayrılma : Başkomutanlık Milli parkını ve Şehitlikleri gezmeden,Afyon Kaplıcalarının şifalı sularına girmeden,İhsaniye-Ayazin (Metropolis) bölgesi, Sandıklı Akdağ -Tokalı Kanyonu, İscehisar'daki Peri Bacalarını görmeden, Afyon Arkeoloji Müzesi, Ulu Cami, İmaret Cami, Afyon Kalesini gezmeden, Kaymaklı ekmek kadayıfı yemeden, Bayat'ın kök boyalı kilimleri ve Dazkırı'nın ipek halısından almadan Dönmeyin diyorlar bakalım kaçını yapabilcez...

Tahmini yapılabilcekler :Afyon arkeoloji müzesi, Afyon kalesi ve kaymaklı ekmek kadayıfı yeterli olcak...

3 Mayıs 2008 Cumartesi

Malt Konseri ve Sonrası

Bronx’a saat 11 gibi ulaşabildim. Hıı bu binanın 3 katı Lamda’ya aitidi. Neyse Malt henüz sahne almamış 15ytl verdim girişte.. Herhangi bir bilet yada buroşür verilmiyor. Küçük bir koçan üzerinde 51 falan yazıyordu. Öyle Açık hava konserleri vs gibi birşey hayal etmeyin. Bildiğimiz Caravan havasında biryer kapıda duran arkadaş sandalyesinde bilet kesiyor. Ön grupda Manik ben girdiğimde yeni sahne alıyordu. Kaçırdığım hemen hemen hiçbirşey yok.
Bira 6 ytl 33 lük bardakda geliyor. Benim gibi bira manyağı için pahalı, sosyal içiciler için normal bir fiyat. Öyle kalabalık değil. Köşedeki oturaklar kapılmış durumda ortada da birkaç kişi var. Manik bildiğim birkaç şarkıyı ii seslendirdi. Orta yaştan kişi bulmak zor. Çoğu genç ve daha ağırlıklı hatun kişi . 00:00 doğru kalabalık birgrup geldi. Diğer tek tük gelenlerle birlikte Maltın çıkışına kadar sahne önü doldu.
Malt güzel performan sergiliyor. Alan küçük ve mikrofon pek iyi ayarlanamamış vokal etkin değil. Kitle iyi ve çoşkun.. Türkçe şarkılarının yanında Metallica’dan bir kaç şarkıda araya serpiştirdiler. Konser sonunda seyirci istekleri kırılmadı ve iki uzatma şarkı ile seyirci alkışı geri ödemesi yapıldı. Konser bitti 2:30 gibi mekanı terk ettim.
Karnım açtı ayvalık tostcusundan tostumu aldım. Eski Tekyöne giderken bir büfe var sahibi güleç, herzaman söyleyecek bir kaç güzel sözü vardır. Yolumu uzatıp ona uğradım tostun yanına bir bira aldım. Kaçıncı bira oldu acaba 10’uncu bu olsa gerek. Önemli de değil kafam güzel. Karnımda doydu. Tekyöne bakayım. Kalabalık değilse doğru eve, yoruldum.
Tekyön kalabalık arkdaşlarda var. Bir miktar takılayım montu bırakayım barii.. Hiii güzel birisi var. Daha önce görmemiştim. Cık! hiç bakmıyor neyse sırada başka hedef varmı? ona bakalım.. Cık!, cık!, güzel değil, değil, değil o kadar da bira içtik limitler düşmeliyidi. Güzel çocuk yukarı çıkıyor şansımı orda denim belki fark eder. Fark etti öküz kıvamında baktım, ama yok ilgi ve alaka sıfır .. Yanındaki arkadaşı bakıyor kendisinde tık yok. Arkadaşıda hoş olabilir mi? yok değil boşuna zorlamim. Arkadaşı gülümsüyerek geldi ve hi dedi. Bokvar bunlarda yabancı çıktı. Güzide ingilizcemi kullancam gene . Hi huy.. how r u... fine mine... off italyan çıktılar yarın gidiyorlar. Allah yollarını açık etsin ben gideyim.
Manyak bulurum ben ahh işte bu gecenin manyağıda geldi. Ben, seni çok seviyorum diye önüme atlayan birisi.. Zerre kadar limitlerde değil. Ne kilo, ne yaş, ne saç, ne tavır ama kırmamak lazım sende iyi birisisin deyip yoluma devam etmek istedim. Hay demez olaydım boynuma sarıldı. Bende de manyaklık hala gülümsüyorum. Alkol kötü birşey, abii öpimler içersinde yılış bir muhabbetten sıyrılarak bardan çıktım.
Rambo nerde beni alacaktı. Sağolsun nazımı çekiyor eve servis..
Konser harici tekyön gereksizmiş. Yatayım.
Saat kaç off 13:00 olmuş daha erken kalkmalıydım...

2 Mayıs 2008 Cuma

Lost 4s 9b


Lost 4 sezon 9 bölüm harika..
Görüntü kalitesi güzel olmasada, izlenilebilir kıvamda.
Sizde izlemek istiyorsanız "ben"i tıklayın. Resime link verdim.
Bu adam pek sinsi, kindar ve bi o kadar da çirkin. Kötü adam değil, iyi adam hiç değil. Şerbeti ii vermişler.

Yanılsama

Dün akşam eve 3 bira ile gittim. VH-1 kanlında ne kadar eski video varsa izledim. Zamanında bu şarkılar ünlü müydü?, olsun birkaç iyi şarkı çıkar umudu ile izliyorum. Biranın etkisi, sadece tvden yayılan ışık ve garip melodiler cin fikirler ortaya çıkmaya başlıyor. Ne kadar zekice ve parlak fikirler içim içime sığmıyor bir tanesi gerçeklesse dünya yerinden oynayacak (Benim dünyam tabii ki ) . Bu şekilde saatler geçiyor. Yorgunluk, uylu ve alkol dalıyorum.
Sabah erken kalktım. Dün akşamki cin fikirleri gözden geçirdim. Hepsi birbirinden saçma, utanç verici, hangi fikrin nesini beğendim. Allah kahretsin millet uykusunda bulur. Rüyasında yaşar kalkar not eder. Biz birada arıyoruz.
Git dükkanı aç barii...

1 Mayıs 2008 Perşembe

Orantılı tekme

Orantılı güç kullanırız
Vali Güler, ‘Kanunlara riayet edenlere bizim karanfillerimiz hazır. Ancak uymayanlara polisimiz, yetkisi çerçevesinde orantılı güç kullanacaktır’ dedi



orjinal haber için resmi tıklayınız


Vali Güler, polise orantılı güç kullanma emri verirken, orantının tanımını tam yapmamış olmalı ki bazı polisler bu olayda olduğu gibi orantıda ölçüyü kaçırdı. Şimdi Vali Güler'in yanıtlaması gereken bir soru var: "Orantılı güç kullanan bu polisin kimliği belirlenecek mi? Kendisine orantılı gücünden dolayı ödül mü verilecek, ceza mı?
Doğru söze ne denir.

Malt konseri gidilir....


MALT 02.05.2008 22:00:00 Bronx da sahne alcakmış, aksilik çıkmaz ise kamber olarak katılayım.. Belki Ayı çıkar karşıma :p.... biletler 15 ytl imiş.

Bronx İstiklal Cad. Terkos Çıkmazı No:8 Tünel Istanbul
(İstiklal Caddesi üzerinde, Odakule İş Merkezi'ni geçtikten sonra sağ tarafta bulunan Terkoz Çıkmazı'nın sonunda yer almaktadır. Galatasaray Lisesi'nden yaklaşık 300 m mesafededir)

Şeriatın kestiği parmak acır...


SUUDİ Arabistan’da "Allah’a küfür ettiği" iddiasıyla idam cezasıyla karşı karşıya olan Türk berber Sabri Boğday’ın kaderinin üst mahkeme yargıcının insafına kaldığı belirtildi. Boğday’ın davasıyla ilgili olarak Arab News’a konuşan Riyadlı avukat Abdülrahman el Lahem, bu tür davalarda işin yargıçta bittiğini söyledi. Yargıcın iddiayı doğru kabul edip ölüm cezasını onaylayacağı gibi, sanığa tövbe etme fırsatı vererek beraat ettirebileceğini belirten El Lahem, "Herşey, yargıcın Şeriat hukukunu nasıl yorumladığına bağlı" diye konuştu.

İftirayı attığı iddia edilen Mısırlı ise ortadan kaybolmuş. İftira olmasa bile ; olay kavga esnasında ve öfkeli bir halde iken olmuş, dolayısı ile bilinçli bir anda yapılmış bir eylem de değildir. Şayet ölüm cezası uygulanır ise cezalandırılacak kişiler karısı ve çocuğu olacaktır. Bu şekil ile şeritaın kestiği parmak acır...

Sabah aklınız nerdeydi...


DİSK Başkanı Çeleb ''Biz, bu iktidarın, bu valiliğin bundan sonraki süreci daha çok provokasyona, daha büyük olumsuzluklara dönüştürmemesi adına emek örgütleri olarak, siyasi partiler olarak, demokratik kitle örgütleri olarak sorumluluk bilinciyle bu sağduyumuzu onlardan bin kat fazla göstererek eylemi sona erdiriyoruz" demiş

Başkanlar olarak taksim meydanına karanfiller koysaydınız, daha sonrada çağlayana gitseydiniz, coşku içersinde kutlansaydı. 1 Mayıs = olay, kavga, kargaşa, polis, gaz maskesi şeklinden çıksaydı. Seneler içersinde hükemetin sunduğu olay çıkabilir tezini çürütseydiniz ne olurdu. Sağ duyu göremedim ben sendika başkanlarına -1 ....

hadi hayırlsı...

Bende yazayım bıktım artık yorumlarımın sansürde beklemesinden :P ...